23 Mart 2014 Pazar

oh my dear blog...

Burada yokum gibi gözükse de aslında buralardayım.
Arada uğrayıp kapıyı çalarsanız, geç de olsa evde birini
bulacaksınızdır.
Bazen de evde yok numarası yapabilirim ama buralardayım hiç şüpheniz olmasın.

Mesela sabahları şu haldeyim:
Öğle yemeğinden 1 saat sonra halim felaket... Bir uyku, bir esneme hali geliyor ki anlatamam...
Bir rahat bırakın da 5 dakikacık da olsa uyuyayım diyorum olmuyor, olmuyor, olmuyor!
Halbuki şöyle uzanıversem bir siesta yapsam... Ah ahh...

Şöyle bir kurulsam, rahat rahat rüyalara dalsam... Stres yok, iş derdi yok, hiçbir şey yok.
Bundan iyisi can sağlığı derler ya, aynen öyle.
Bu evreyi de atlattıktan sonra akşamın son saatlerine geliyor sıra. Herkeste bir koşturma, bir panik...
Hele de ben! Panik varsa ben yokum. Ciddi manada yokum; çünkü panik yaptığım anda tüm akli melekelerim devre dışı kalır. O yüzden de rahat bir ortamda hayatımı sürdürmem gerek.
Bir karınca değil tam tersi bir ağustos böceği olmalıyım. İsteyince çalışıp isteyince keyif yapmalıyım.
Yukarıda yazdığımı tekrarlıyorum: Olmuyor, olmuyor, olmuyor!
Böye olunca da akşam saatlerinde ben;
Haliyle... Sanırım kaderimde ya bir katil ya da bir maktul olmak var:)
Sevgilerle... Çok çok sevgilerle, CB
Xx!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder