1 Kasım 2013 Cuma

Algoritma!

Seçimler, seçilenler, seçilmeyenler, onu seçsem daha mı iyi olurdu...
İşte hayatımız böyle kararsızlıklarla dolu.
Neden her zaman tek bir seçeneğimiz var ki?
Neden aynı anda iki seçenek de birbirini tamamlayarak

bir bütün olarak çıkmazlar ki karşımıza? İlginçtir ki şimdiye kadar pek öyle bir olay başıma gelmedi.

Her zaman ayrı yollara çıkan iki farklı seçenek. İkisinin de seni nerelere götüreceği belli değil. Dahası bir yere götürüp götürmeyeceği de belli değil. Her an her şey olabilir, sonsuza kadar dengede de durabilir.
Siz yüzlerce binlerce hayalin planlamaya uğraşırsınız. Ama bir de bakmışsınız, o planların hepsi suya düşmüş.
Ve tüm çabalara rağmen kurtarılamamış.

Boşuna dememişler, 'insanlar plan yapar, Tanrı gülermiş' diye.
Sanırım bazen çok komik oluyoruz. Çok fazla istiyoruz, her şeyin en çoğunu, en fazlasını, en iyisini, en en en...
Sonra bir de bakmışız elimizde kalan koca bir hiç.



Tercih meselesi derler ya. Gerçekten tercih meselesi mi?
Tercih meselesiyse neden kötü tercihleri yapıyoruz?
Neden o sonu mutlu olan seçeneği bir türlü bulup seçemiyoruz.
Bütün bunların nedeni basit bir matematik hatası mı?
Algoritmayı neden bir türlü öğrenemedik? (Günümüz insanının en büyük sorunu.)
Nerede o doğru tercih, nerede o mutlu son?
Sorular, sorular, sorular...

Eh insan 1 yaş daha yaşlanınca yepyeni bir dünyanın kapıları açılıyor, bir olgunluk geliyor ister istemez havası değişiyor:) Her şeyi sorgulama merakı derinlerden saklandığı yerden çıkıyor ve 'nerede kalmıştık?' diyerek daha çok düşünmeye, her şeye bir kılıf bulmaya, olur olmadık şeyleri bile anlamlandırmaya çalışıyor.

İnsanız nihayetinde. Oluyor öyle arada. Esiyor işte durduk yere.
Keşke her şeyin anlamlı olduğu bir dünyada yaşıyor olsaydık da, zihnimiz-ya da kalbimiz- her şeyi daha güzel yapmak için o kadar çok uğraşmasaydı.

Sevgiler, CB
Xx!

31 Ekim 2013 Perşembe

31 Ekim: Cadılar Bayramı & Doğum Günüm!

Tesadüf diye bir şey yoktur! (En azından ben inanmam)
Hani tesadüfün böylesi görülmemiş şey diye kurulan cümleler var ya pa-lav-ra palavvvra palavraaa!
Cadılar Bayramında doğmuş olmamın tesadüfle bir alakası yok, bence kader dedikleri şey bu:)

Evet, bugün benim doğum günüm!

Genetik bir durum bu sanırım. Ablam da evrensel bir gün kabul edilen 1 Nisan 'Şaka' gününde doğmuş.
Ben ise 31 Ekim, yani 'şaka mı şeker mi' gününde.
Bu durumu tam olarak...hımm nasıl derler -- legen...wat for it...daryyyy olarak adlandırabiliriz. (Barney de kimmiş, yo!)

Doğum günüm olması dolayısıyla da bugün dilediğimce keyif yapma günüm!
İşte keyif yapmaya mükemmel bir kahvaltıyla başladım. Kahvaltımda ise bana vazgeçilmez filmim The Holiday eşlik etti. Bu filmi çook seviyorum ve hiç bıkmadan izlerim defalarca. (Sanki defalarca hiç izlememişim gibi)
Ve haliyle bugün doyasıya pasta yeme günüm!
Veee bir sürü dilek hakkımın olduğu gün!




Yukarıdaki liste Iceberg'in görünen kısmı bile değil:)
Dileklerin, isteklerin sonu yok. 
Derkeeen.... Bir de ne göreyim! Oh my goodness!


Bugünün ikinci sürprizi Google'dan!
İlki ablamın bana yazmış olduğu post-it! Şimdi de google!
Ben de seni seviyorum google, benim için her zaman apayrı bir yerin olmuştur ama şimdi gönlüme taht kurdun, seni hınzır:))

Her günümüz doğduğumuz günki gibi güzel izler bıraksın hayatımızda
ve
her gün kalbimiz çılgıncasına güm güm atarken 
yeniden doğalım yepyeni mutluluklara,
yepyeni heyecanlarla!
Sonsuz sevgilerimle,
Cover Babe.
Xx!