4 Ocak 2014 Cumartesi

Aklıma geldi de...

Bazen...
Kaybettiğimiz eşyalar eninde sonunda bize geri dönermiş.

Eskiden...
Biz onları bulana kadar uzay boşluğunda gezindiklerine ya da küçük aşırıcı cüceler tarafından alıkonulduklarına dair türlü türlü rivayetler varmış.

Zaman zaman...
Düşünüyorum da belki kaybettiğimiz kişiler de bize geri döner eninde sonunda. 

Belki de...
Tek yapmamız gereken pencerenin yanına onlara küçük bir sürpriz bırakmaktır. Bırakalım ki onları düşündüğümüzü bilsinler.

Olur ya...
Bu yazı onlara ulaşırsa, belki onları ne çok özlediğimizi anlarlar ve bir kahve molasına gelirler. Bilsinler ki kapım ve pencerem her zaman açık onlara.

Ne de olsa...
Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli...


Sonsuz Sevgilerimle...
CB

Blogda "3D" post var!

Merhaba!
Neden mi 3D post var?
Cevap aşağıdaki karede:



Evet, 3D bir fotoğraf karesiyle post'u ölümsüzleştirmiş oluyorum:))
Daha canlısını çekebilen buyursun çeksin:)
Fotoğraftaki BB krem, son zamanlarda olmazsa olmazım adeta. Anti-age (yaşlanma karşıtı) özelliği ile beni benden alıyor. Kırışıklıkları yok et BB diyorum, yeter ki sen iste diyor. Eğer etkili bir görünüm isterseniz "Cinique superbalanced makeup" (süper denge fondöten) ile kullanmanız şiddetle tavsiye edilir. Ama günlük kullanım için fondöten ya da pudraya gerek duymadan sadece BB kremi sürüp azıcık da allıkla renk katabilirsiniz cildinize.

Sonuç mu? Şa-ha-ne!
Daha önce kullandığım birkaç BB krem markasına hiç mi hiç benzemiyor. O yüzden de makyaj malzemesi demirbaş listemdeki yerini almış bulunuyor BB kremciğim. 

Sürünce bildiğiniz pamuk prenses olunabilir pekala da! Hatta işi ilerletip, "Senin devrin bitti Pamuk Prenses" olayına bile götürebilirim. Amacım çirkeflik yapmak değil kesinlikle, doğruları söylüyorum.

Eğer karşı çıkan biri varsa ya şimdi konuşsun ya da ebediyete kadar sussun!
Yok mu?

Çok sevgiler, CB
Xx!

2 Ocak 2014 Perşembe

#Sürpriz hikayem#

Merhaba!
2014 yılından herkese kocaman bir merhaba!
Umarım güzel geçmiştir herkesin yeni yıl gecesi ve güzel bir başlangıç yapmışsınızdır yepyeni bir yıla.

"Hu huu! Yıldızlaar..." yazımda kuzenimin bana harika bir sürpriz hazırladığını söylemiştim ve uyarmıştım da sizleri gözleriniz kamaşabilir hediyelerimi görünce diye. Gözlüklerinizi takın çünkü an itibariyle şov başlıyor!
Biri şov mu dedi? O zaman hediye çantamı taktım koluma. Bakalım içinden neler çıkacak?
(Hediye paketimi dünyalara değişmem!)
Eve geliyorum bir de bakıyorum hediye dolu bir paket. Bakıyorum, soruyorum soruşturuyorum ay kimin acaba bu hediyeler diye meraklar içinde kıvranıyorum. Sonra bir de öğreniyorum benimmiş. Can havliyle her bir hediyeyi tek tek açmaya koyuluyorum; ama çok heyecanlıyım. Koşmuş koşmuş da yorulmuş gibi bir hal, yanaklar heyecandan ufaktan kızarmaya başlamış...
Veee bir de bakıyorum ki...
Bir de bakıyorum dediğime bakmayın; hangi birine bakacağımı şaşırıyorum esasen. En büyük paketi açıyorum, içinden harika bir çanta çıkıyor. Çantayı açıyorum, içinden şal çıkıyor.
Kutuyu açıyorum içinden başka bir kutu başka bir hediye çıkıyor.

Sürpriz içinde sürpriz.
Çantacığım... O kadar sevdim ki görür görmez çantacığım oluverdi, çok samimiyiz, hemen ısındık birbirimize. Ne diyordum? Evet çantacığım... Tam benlik! "Classical, Gorgeous, Vogue, Fashion"
Bu çantayı seçip alıp bana hediye eden kişi benim gözümde cennetliktir.
Kutulara bayılırım. Ablamla çeşit çeşit bir sürü kutumuz var ve bu eşsiz kutucuk da koleksiyonumuzun arasındaki yerini aldı. Şu anda tatlı tatlı gülümsüyor bana her baktığımda bana.
Güzel bir kutu olmasının yanı sıra içinde neler vardı neler...

Evet aynen öyle! İçinde neler vardı neler... Televizyon ve kaset şeklinde rozetler. (Kaset koleksiyonu olan biriyim ve kalbimde çok farklı bir yeri vardır kasetlerin.) Veee fotoğraf makinesi şeklinde damga!

İnanılmaz ama gerçek! Hatta sağ üst karede iki adet pembe ve sarı süngerli kutucuk var. İkisinde de denedim. Sonuç mükemmel. Çocukluğuma geri döndüm. Çeşit çeşit damgalarım vardı o zamanlar da ama yıllar olmuş damgalarla haşır neşir olmayalı. Dolayısıyla da pek hoşuma gitti.
Boş yere yıldızların olduğu gökyüzüne çıkmadım yani:))
Ve bir de kuzenimin enteresan ve muhteşem kolye seçme kabiliyetinden nasibimi almışım şükürler olsun ki. Ablama da "büyük ayı takım yıldızı" motifli bir kolye almıştı. Benimki de yönleri gösteren bir pusula. Allah'ım herkesin böyle yaratıcı ve zevkli kuzenleri olsun:))
Ve hediye paketimin içindeki en göz alıcı parçalardan bir tanesi. Yerim seni çikolata!
Belki de yemişimdir, toplardan birinin içi boştur belki de. Belki de hepsi boştur, belki de ben dünyaca ünlü ödüllü bir origami ustasıyımdır. Olamaz mı? Olabilir!

İşte böyle harika bir sürpriz hikayem daha oldu.
Darısı sizin başınıza!

Sevgilerle, CB
Xx!

29 Aralık 2013 Pazar

Hu huu! Yıldızlar...

Bugün yine şımartıldım, baya bir pohpohlandım!
Havalara uçtum, bulutlara tırmandım.
Hu huu yıldızcıklaaar heyoo!


Yeni yıla sayılı günler kala ne kadar şanslıyım dedim bugün bir kez daha.
Ne kadar güzel ne kadar özel insanlar var hayatımızda diye düşündüm bugün bir kez daha.

Kuzenim(cınımm kuzenim) bana bir sürpriz hazırlamış, akıllara zarar.
Çok güzel bir sürpriz hikayem daha oldu. Yarın güzel mi güzel bir post hazırlayacağım.

Ama öncesinde uyarayım dedim. Gözleriniz kamaşabilir, lütfen gözlük takın yazıyı okurken:)

Sevgiler, CB
Xx!

#jingle my bells

Yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni yıl sizlere kutlu olsun
Yeni yıl yeni yıl yeni yıl yeni yıl bizlere kutlu olsun

Yeni yıl geldi çattı!
Yılbaşı akşamı için planlar yapıldı.
Çam ağaçları süslendi, renkli ışıklar takıldı.

Aralık ayı, yılın en mutlu olduğum zamanı. Hava soğuk olmasına rağmen, ortalıkta uçuşan bu yeni yıl havası yetip artıyor. Ve ben de hemencecik çıkardım yeni yıl ağacımızı ve süsleri, hadi dedim ortalık şenlensin biraz!


Ve birinci fotoğrafımız minik çam ağacımızdan. Fotoğrafın teması "happy new year"
İkinci kare yani bu güzel kolaj ise ilk çam ağacımızdan.
Evet ilk çam ağacımızdan, çünkü çam ağaçlarının sayısı 5'e çıktı yıllarla birlikte. Ama ilkler her zaman çok özeldir. Ankara'dan Kocatepe Beğendik'ten almıştık bu minik çam ağacını. O zamandan beri gezdi durdu bizimle her yere. Ailemizin bir üyesi adeta.

Çam ağaçlarının sayısı arttı demiştim, tabii süslerimizin sayısı da arttı.
Mest oluyorum resmen süsler ortaya çıkınca ve yeni yıl ağacı süsleme zamanı gelince.
Resmen sırf bugünler için yaratıldığımı bile düşündüğüm olmuştur. Boşuna yazının başlığını Jingle My Bells koymadık herhalde:)

Süslerimize en son katılan parçalardan bir tanesi. Cupcake bağımlısı biriyim. Cupcake yeme manasında değil, daha çok konseptine düşkünüm. O yüzden de bu cupcake'li yeni yıl süsünü görünce "sen benimsin ben de senin" dedim, kaptığım gibi ben eve bi koştur bi koştur... Süsleri ağaca bir takıyorum; sanki kovalayan var:)
Ve yeni yıl zamanının olmazsa olmazı, Charles Dickens'dan "Bir Noel Şarkısı"!
Ablamın hediyesi olan Bir Noel Şarkısı, yeni yıl konseptimin yıldızıdır adeta. Hani yılbaşı havasına giremediğim zamanlar olduğunda, utan utan Ebenezer bile nasıl bir noel ruhuna sahip diye kendi kendimi eleştiriyorum.

Dilerim 2014, hepimiz için heyecanlı, sürprizli bir yıl olur!
Yeni yıl bize yepyeni mutluluklar getirsin!

Sonsuz sevgilerimle, CB
Xx!